|

Çalıntı ada Girit: Ada hukuki olarak Türk toprağı

Adalar Denizi’ndeki birçok adanın hukuki olarak konumları tartışmalıyken bölgedeki en büyük ada olan Girit de bunların arasında yer alıyor. Balkan Savaşı’nın ardından adanın belli bir bölümü Yunanistan’a devredilmişken büyük bir kısmı devredilen Karadağ, Sırbistan ve Bulgaristan haklarından feragat etmiştir. Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Emekli Kurmay Albay Ümit Yalım konuyu,“Adanın sadece 4’te biri Yunanistan’a ait. Uluslararası anlaşmalara göre, Girit’in 4’te üçü ve etrafındaki 14 adacık Türkiye’nindir” şeklinde açıklamıştır. Girit'te son 100 yılda yaşananlar ise tarihimizde konuşulmayan nice trajediden biri.

Ahmet Fadıl Erarslan
12:53 - 12/08/2020 Çarşamba
Güncelleme: 15:14 - 12/08/2020 Çarşamba
Yeni Şafak
Uluslararası hukuka göre Adanın 4'te 3'ü Türkiye'ye devredilmeli.
Uluslararası hukuka göre Adanın 4'te 3'ü Türkiye'ye devredilmeli.

Son 100 yılda bölgenin kaderi sayısız antlaşma ile şekillendi. Türkiye Cumhuriyeti hem bir devlet olarak kendi yaptığı antlaşmalar ile hem de mirasçısı olduğu Osmanlı İmparatorluğu’nun yaptığı antlaşmalarla bölgedeki sınırlarını belirledi. Yapılan antlaşmalarda konumu detaylandırılmayan gri bölgeler ile ilgili ise maalesef uzun bir süre mücadele edilmedi. Girit Adası da Meis Adası gibi bu gri bölgelerden biri. Adanın hukuki statüsü oldukça karışık ve resmi olarak tamamının Yunanistan’a devredildiğine dair hiçbir antlaşma yok.

  • Küçücük Meis adasının Yunanistan’a devredilmesine alkış tutanlar bugün bizim Akdeniz’de uğraştığımız birçok problemin kaynağıyken Girit de Akdeniz hakimiyeti açısından oldukça önemli.

Yunanistan’ın Mısır ile imzaladığı MEB antlaşması da Girit üzerinden çizilmişken Hafter ile Libya için yaptıkları antlaşmada da kilit nokta Girit.

1913’te Girit, Yunanistan’a değil 4 ülkeye devredildi. Etrafındaki 14 adacık Osmanlı’da kaldı

Yunanistan’ın Akdeniz’deki kıta sahanlığımıza göz koyması ülkemizde adaların hukuki statüsünün de tartışmaya açılmasına zemin hazırladı. Şu an ülkemizin gündemi hiç olmadığı kadar Adalar Denizi ve çevresinde Yunanistan tarafından kontrol edilen adalar hakkında.
Yunanistan’ın bölgede kontrol ettiği birçok adada egemenlik hakkının hiçbir meşruiyeti bulunmuyor.

Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Emekli Kurmay Albay Ümit Yalım da konuyla ilgili “Adanın sadece 4’te biri Yunanistan’a ait. Uluslararası anlaşmalara göre, Girit’in 4’te üçü ve etrafındaki 14 adacık Türkiye’nindir” açıklamasını yapmıştı.


30 Mayıs 1913 Londra Antlaşması’na göre Girit, Müttefik Devletler’e devredildi. Bu devletler arasında bulunan Bulgaristan, Karadağ ve Sırbistan daha sonra haklarından feragat ederken adanın üzerinde hak sahibi oldukları 4’te üçlük bölge hukuki olarak bu ülkelere devredenin hakkı.

  • Osmanlı Devleti’nin hakkı olan adanın 4’te üçünün bugünkü hukuki sahibi de İmparatorluğun mirasçısı Türkiye Cumhuriyeti’dir. Zaten adanın etrafında bulunan 14 adacık hiçbir zaman devredilmediği için bugün o bölge Yunan işgali altındadır.

Girit’te yapılan büyük Türk soykırımı dahi unutuldu

Girit aslında tarihsel olarak önemli bir Türk toprağıdır. Girit, Osmanlı döneminde Anadolu ile Afrika’daki topraklar arasında bir köprüyken bugün dahi Mısır ve Libya’da yaşayanların çok büyük bir kısmı Giritlidir. Girit’in 19. yüzyılda nüfusunun yarısı Türktü bugün ise toplam nüfustaki oranı yüzde 0 dahi değil.

Lassithi Katliamı gibi sayısız saldırı ile Giritli Türkler katledilmişti. Girit’in doğusunda bulunan Lassithi bölgesinde Yunanların gerçekleştirdiği katliamda 1 000’den fazla Türk köylü canice öldürülmüştü. O dönem Giritli Türklere yapılan katliamlara yakından tanık olan İngiliz gazeteci
Henry Noel Brailsford gördüklerini ‘wholescale massacre’ yani 'toptan katliam' olarak tanımlamış, Türklere uygulananın soyu kırmayı amaçladığını belirtmiştir.

Yine aynı dönem adalarda Türk nüfusu yok etmeye yönelik yapılan katliamlara bir başka İngiliz tarihçi W. Alison Phillips tanık olmuş gördüklerini şöyle anlatmıştır:

  • ‘Türklerin hepsini soğukkanlılıkla öldürdüler; çaresiz yaşlı adamları, çalışan kadınları, küçücük çocukları sığır gibi katlettiler. Yunanlılara göre tek suçu aşırı gayret olan saygıdeğer yaşlı bir Türk, gözlerinin önünde ailesinin katledilişini izlemeye zorlandı.’
  • ‘Her yerde önceden bildirimiş bir işaret gibi, köylüler hep birden ayağa kalkıp bulabildikleri tüm Türkleri; erkek,kadın ve çocuk ayırt etmeden katlettiler. Şarkılar söylüyorlardı: Ne Mora’da bir tane Türk kalacak ne de Dünyada diye. Yunan İsyanının patlak vermesinden sonraki üç hafta içerisinde kasabalara kaçabilen Türkler dışında bir tane bile müslüman kalmamıştı.’


#Girit
#hukuki statüsü
#çalıntı ada
#Adalar Denizi
#kıta sahanlığı sorunu
4 yıl önce