Bu sözler, ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley'e ait.
İdlib.
Muhaliflerin son kalesi, Esed rejiminin şimdiki hedefi.
3 milyon sivilin yaşadığı bölgede katliam korkusu hakim.
Son birkaç günde 30 binden fazla sivil, şehri terk etti.
Büyük bir göç dalgası kapıda.
İdlib konusunda yapılan 'çatışmasızlık' anlaşması defalarca ihlal edildi
Türkiye, İran ve Rusya'nın Ankara'daki büyükelçilerini Dışişleri Bakanlığı'na çağırarak Suriye ordusunun operasyonlarına son verilmesi için Beşşar Esed yönetimine baskı yapılmasını talep etmişti.
- Türkiye Mayıs 2017'de Suriye'nin müttefikleri olan Rusya ve İran ile Kazakistan'ın başkenti Astana'da bir uzlaşmaya vardı ve İdlib "çatışmasızlık bölgesi" ilan edildi.
Taraflar İdlib genelinde gözetleme kuleleri kurarak isyancı gruplarla hükümet güçleri arasındaki çatışmaları engellemek üzerinde anlaştı.
Bu anlaşmayla birlikte, Suriye'de 7 yıldır süren savaşın farklı taraflarını destekleyen üç ülke bir uzlaşıya varmış oldu. Ancak o günden bu yana bu anlaşma çok defa Rusya ve Esed rejimi tarafından sekteye uğratıldı.
İdlib neden önemli?
İdlib, Türkiye için stratejik ve güvenlik anlamında önemli.
Sınırın diğer tarafında asker bulundurarak ulusal güvenliğini teminat altına almak isteyen Türkiye, aynı zamanda yeni bir göç dalgasını da önlemek istiyor.
Bugün Türkiye'de üç milyondan fazla Suriyeli göçmen bulunuyor.
İngiltere'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Karen Pierce, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Wall Street Journal gazetesinde İdlib ile ilgili kaleme aldığı makaleye atıfta bulunarak ''Cumhurbaşkanı Erdoğan'a kesinlikle katılıyoruz.
Türkiye'nin İdlib için bir planı var, muhalifler teröristlerle mücadele ederken rejim onlara saldırmayacak. Konseyin bunu konuşuyor olması gerek'' dedi.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Rusya'nın talebi üzerine Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin Tahran'da yaptığı zirvenin sonuçlarını ve İdlib'deki gelişmeleri görüşmek üzere önceki akşam toplandı.
İdlib konusunda kim ne diyor?
BM'den çağrı: Boşa çıkmasın
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Türkiye, Rusya ve İran'a İdlib'de savaşı önleme ve sivillerin korunması için hiçbir çabayı boşa çıkarmama çağrısında bulundu.
Guterres, BM Genel Merkezi'nde gazetecilere açıklamasında, İdlib'de çok fazla şeyin tehlikede olduğunu belirterek kana bulanmış Suriye'de geniş çaplı bir savaştan kaçınılmadığı takdirde daha önce hiç görülmemiş bir insani felaket yaşanacağı uyarısı yaptı.
İdlib'de yaşayan yaklaşık 3 milyon kişinin yarısının daha önce yerlerinden edildiğini hatırlatan Guterres, ''Hayatları altüst oldu ve gidecek hiçbir yerleri yok.'' dedi.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, İdlib'de insani felakete doğru gidildiğini belirterek, "İdlib bizim için derin bir endişe kaynağı olmalıdır. Çok kısa sürede yaşanacağı açık olan bu insani felaket karşısında sessiz kalamayız." dedi.
Birleşmiş Milletler ise, 2011'den bu yana iç savaşın devam ettiği Suriye'de bu sene şimdiye dek görülmemiş düzeyde yerinden edilmeler yaşandığını açıkladı.
Komisyonun ocak-temmuz döneminde Suriye'deki insan hakları durumuna ilişkin hazırladığı 24 sayfadan oluşan rapor yayımlandı.
6 ayda 1 milyon kişi yerinden edildi
Raporda, 2011'den bu yana iç savaşın devam ettiği Suriye'de bu sene şimdiye dek görülmemiş düzeyde yerinden edilmeler yaşandığına dikkat çekilerek, Beşşar Esed rejiminin, "silahlı muhaliflerin" ve "terörist organizasyonların" kontrolündeki bölgelere yönelik yılın ilk 6 ayında düzenlediği saldırılarda aralarında çocukların da bulunduğu 1 milyondan fazla Suriyelinin yerinden edildiği vurgulandı. Raporda, evlerini terk etmeye zorlanan sivillerin büyük bir kısmının halihazırda "korkunç" şartlar içinde yaşamak zorunda bırakıldığının altı çizildi.
Üç kişiden oluşan komisyonun hazırladığı raporda, devam eden müzakerelerin sonuçsuz kalması durumunda ülkenin kuzeybatısındaki İdlib ilinde de benzer durumunun yaşanacağı uyarısında bulunuldu.
- Yıl başından haziran ayı ortasına kadar Esed rejiminin yoğun saldırılar düzenlediği Halep, Humus'un kuzeyi, Şam kırsalı, Dera ve İdlib'deki insani duruma dikkat çekilen raporda, bu bölgelerdeki "kilit çatışmaların" ülke içinde kitlesel göçlere ve sivillerin evlerinden koparılmasına yol açtığına işaret edildi.
"Savaş suçları işlendi"
Raporda, 6 aylık dönemde adı geçen bölgelerde yoğun çatışmalar yaşandığı anımsatılarak, "Çatışmaların çoğunda, silahlı gruplar tarafından da olmak üzere, ayrım gözetmeksizin saldırılar, korunan hedeflere kasten saldırılar, yasaklanmış silahların kullanılması, yağmalama ve zorla yerinden edilmeler de dahil savaş suçu işlenmesi dikkati çekti." ifadesine yer verildi.
Komisyon raporunda ayrıca çatışan tüm tarafların uluslararası insan hakları hukukunun gereği olarak sivilleri korumak için uygulanabilir tüm önlemleri almadıklarına yer verildi.
Yerinden edilen Suriyelilerin, geçim sıkıntısı ve sayısız zorluklarla karşı karşıya bırakıldığına vurgu yapılan raporda, sivillerin yeterli gıdaya, suya, temel sağlık hizmetlerine ve barınma imkanlarına erişimindeki büyük sıkıntılara dikkat çekildi.