|

Bakan Bilgin: 90 bin işçinin kadroya alınması çalışmalarını kasım ayında sonlandıracağız

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, taşeron işçi çalışmasına dair açıklamalarda bulundu. Bilgin, "Kadroya giremeyen 90 bin işçinin problemlerini kasım ayında ya da daha erken çözmüş olacağız" dedi.

10:36 - 6/10/2022 Perşembe
Güncelleme: 10:44 - 6/10/2022 Perşembe
Yeni Şafak
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, TRT Haber özel yayınında soruları yanıtladı. İşte Bakanı Bilgin'in açıklamalarından öne çıkanlar:

"Tarihte bu çapta bir salgın yok. Salgın tüm dünyayı etkiledi. Uzaktan çalışma gibi 20-25 yıl sonra hayata geçer denen birçok değişim hayata geçirildi. Uzaktan eğitimin bu kadar kitlesel bir düzeye ulaşabileceğini tahmin edemezdik. Pandemi tüm bunları öne çekti.

Milli devletlerin ne kadar önemli olduğu bu dönemde ortaya çıktı. Dünyanın her tarafında hastane önünde ölen insanlar var. Fakat Türk devleti, bu dönemde sosyal devlet vasfını ne kadar öne çıkardığını gösterdi.

Türkiye, bir Türk dünyanın neresinde olursa olsun onun elinden tutuyor. Bu süreçte devlet ve toplum arasında bir güven oluştu. Türkler dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar kendilerini yalnız hissetmiyorlar.

"Aralıkta yapılan ücret artışı tarihsel bir öneme sahiptir"

Salgın sürecinden sonra dünyada olağanüstü bir ekonomik dalgalanma oldu. Hammadde kaynaklarının üretim alanlarında sorunlar ortaya çıktı. Bu dönemde ulaşım ve tedarik zincirlerinde problemler ortaya çıktı. Tüm bunların yoğun olarak yaşanması, dünyanın birçok ülkesinde sorun meydana getirdi. Enflasyon artmaya başladı. Bunun Türkiye’ye de yansımaları var. Neden bu kadar çok yansıyor diye sorulabilir, bunun sebeplerinden biri enerji fiyatlarındaki artış. Diğeri ise döviz fiyatlarındaki artış.

Türkiye’nin dışardan aldığı enerji maliyeti 40 milyar dolar civarındaydı, bu sene sonu itibarıyla bu miktar 107 milyar dolar civarında. Biz bu olumsuzlukların topluma etkilerini azaltmak zorundayız. Biz emekçileri ve çalışanları korumak durumundayız. Bunun için biz bu alandaki reformları daha önemli görüyoruz. Aralıkta yapılan ücret artışı tarihsel bir öneme sahiptir.

Asgari ücret düzenlemesi gerçekten tarihsel nitelikte bir adımdır. Devrim diyebileceğimiz şey asgari ücret düzeyinde bütün ücretlilerin gelirlerinin vergi dışı bırakılmasıdır. Bu tarihsel bir şeydir.

"Ek gösterge konusunda 6 milyon insanı etkileyen bir düzenleme yaptık"

Türkiye’nin dışardan aldığı enerji maliyeti 40 milyar dolar civarındaydı, bu sene bu miktar 120 milyar dolar civarında. Biz bu olumsuzlukların topluma etkilerini azaltmak zorundayız. Biz emekçileri ve çalışanları korumak durumundayız. Bunun için biz bu alandaki reformları daha önemli görüyoruz. Aralıkta yapılan ücret artışı tarihsel bir öneme sahiptir.

Kamu çalışanlarının emeklilikleri ek gösterge rakamlarıyla belirleniyor. Bu konuda yaklaşık 6 milyon insanı etkileyen bir düzenleme yaptık. Kapsamı oldukça geniş tutuldu.

"EYT çalışmasını aralıkta Meclis'e sunacağız"

Biz 1999 öncesi işe girmiş olanların yaş sorunu yüzünden emeklilikte karşılaştıkları sorunun çözümüne dönük düzenleme hazırlığı içerisindeyiz. Bu tek tip bir düzenleme. Bazı televizyonlarda uzman diye elinde kalemle hesaplamalar yapıyorlar, bu rakamlar onlar açısından maalesef doğru değil. Ellerinde veriler yok. Bütün çalışanların yaşı, günü ve prim sayısı gibi tüm veriler elimizde. O gerçek veriler üzerinde çalışıyoruz. Aralık ayında bunu Meclise intikal ettireceğimizi kamuoyuna açıkladık ve sayın Cumhurbaşkanı'mıza da bu konuda bilgi verdik.

Sigorta girişi yapılmamış çıraklık ve stajyerlik durumu bu kapsama dahil değil. Sigorta girişi olanlarda bir sorun yok. Çıraklık ve stajyerlik bir sigorta girişi değil. Onlar sağlık sigortasını korumak üzere geliştirilmiş bir sistem.

"Türkiye enflasyon sorununu büyüyerek çözecek"

Türkiye’nin enflasyon sorununu çözmesi lazım. Türkiye bu sorunu büyüyerek çözecek. Bunun dışında bir çözüm küçülerek çözmek olabilir. Uluslararası kurumlar bu yaklaşımın yanlış olduğunun altını çiziyorlar. Bu gibi ortamlarda finansal sermaye üretken sermayeden daha hızlı büyür. Bu tüm dengelerin daha fazla bozulması demektir. Bu durumda milli gelir azalır ve sosyal refaha olumsuz etki yapar. Türkiye’nin ihracatının daha hızlı bir artması gerekiyor. Türkiye bunlarla uğraşıyor. Türkiye’de istihdamın artması gerekiyor. Türkiye yaklaşık 1 milyon istihdam üretti bu sene. Türkiye bunu büyüyerek gerçekleştirdi. Büyümekten vazgeçersek ilk sorun işsizliğin artması olur. Tarihimizde ilk defa istihdam oranını 30 milyonun üstüne getirdik. Bu, Türkiye’nin büyümesinin sonucudur. Biz de buna bakanlık olarak destek veriyoruz.

Üretim Sürecine Katılım projesi kapsamında sanayiye destek veriyoruz. Bu kapsamda ilk 3 ay ya da 6 ayda çalışan ücretlerini biz yatırıyoruz. Bunun karşılığında da sanayicilerden 1 ya da 2 yıl istihdam garantisi istiyoruz.

"90 bin işçinin kadroya alınması çalışmalarını kasım ayında sonlandıracağız"

Taşeron işçilerin kamuda kadrolu işçi haline gelmesi konusunda geçtiğimiz yıllarda hükümetimiz önemli bir reforma imza attı. Yaklaşık 1 milyon işçiye kadro verildi. O zamanlarda 90 bin işçi bu fırsattan istifade edemedi. Onların problemlerini kasım ayında ya da daha erken çözmüş olacağız.

"Geçici işçilerin çalışma süresini de 12 aya çıkaracağız"

İhtiyaç varsa mevsimlik işçilerin çalışma sürelerinin uzatılması konusunda bir imkan sağlayacağız. Başka bir yerden kurum işçi almasın veya yeni birisine, yeni bir taşerona vermesin işi. Daha önce çalıştığı, bir bağlantısı olan, mevsimlik işçi sözleşmesi olan işçilere bu hakkı tanıyacağız. Yani o kurumun ihtiyacı olduğu zaman onların çalıştırılması ve çalışma sürelerinin uzatılmasını da kapsayan bir çalışma yapıyoruz.

Geçici işçilerin çalışma süresini de 12 aya çıkaracağız. 1 yıl çalışacak şekilde kurumlarında çalışma imkanı sağlayacağız.

"Kamuda bu kadar çok sözleşme türü olmaması lazım"

Kamuda sözleşmeli çalışanlar hakkında bir düzenlemeye ihtiyacımız var. Bu kadar çok sözleşme türü olmaması lazım. Biz onu kısaca şöyle yapacağız. 657... Evet, devletin temel işlevlerini yürüten bir kadroya ihtiyacı vardır. Bunun nitelikleri bellidir. Kanunla, hukukla bizim mevzuatımız bunu çok kapsamlı bir şekilde düzenlemiştir. İkincisi çok özel bir durum olabilir. Mesela, nükleer enerji Türkiye'de yoktu, değil mi? Türkiye, tarihinde ilk defa nükleer santral kuruyor. Burada çalışacak uzmanlara, mühendislere veya teknik adamlara, bilim adamlarına ihtiyaç olacak. Fakat bunların ayrı bir piyasası var. Ücret ve çalışma ilişkilerine dayanan yeni bir şey var. Daha önce onu biz tecrübe etmemişiz. Dolayısıyla biz bunları özel bir çalışma statüsüyle yani özel bir sözleşmeyle, yeni bir çalışma ilişkisi olarak başlatabiliriz. Bu çok özel olanlara özel bir sözleşme modelini saklı tutmak lazım. İkinci bir model de yazılımcılar, yeni çalışma ilişkileri içerisinde yer alabilecek uzmanlar var, işte finansçılar vesaire. Bunlar mevcut kamu ücretleriyle çalışmıyorlar. Bizde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında eleman alıyoruz. Mevcut ücretlerimizle bunları bulamıyoruz. Bunları özel bir sözleşme yaparak çalıştırıyoruz. Belli şartları var onların. İşte KİT'lerde bunlara ihtiyaç var. Diyelim ki MKE'nin ya da benzeri kuruluşların. Bunları da tutabiliriz. Ama bunun dışındaki bütün sözleşme türlerini tek tipe indireceğiz. Onların sosyal haklarını standardize edeceğiz, iş güvencesi olacak, kamu görevlilerinin bütün haklarını onlara vereceğiz, onlara kadro tahsis edeceğiz. Çalışmamız bu kapsamda ve bunların sayısı yaklaşık 550 bin kişi civarında. Bu çalışmayı tahmin ediyorum ki bu ay sonunda bitireceğiz.

Tüm bu yaptıklarımız Türkiye’nin imkanları dahilinde yapılıyor. Başkanlık sistemi bu konuda büyük kolaylık sağlıyor.

"Bu yüzyıl Türkiye’nin yüzyılı olacak"

Türk Devletler Topluluğu, fevkalade önemli bir teşkilat. ABD terör örgütlerine silah veriyor ve onları destekliyor. AB de Avrupa ülkeleriyle bir yapı kurmaya çalıştı başarısız oldu. Türkiye de bu tarzda bir yapı kurmaya çalışıyor. Biz Azerbaycan ile ilişkilerimizi güçlendiriyoruz ayağa kalkıyorlar. Türkiye küresel çağda küresel bir yapı kurmaya çalışıyor. Türkiye bu cevabı akraba topluluklarla vermeye çalışıyor. Bu iş birlikleri ne kadar genişlerse Türkiye de o kadar fazla dikkat edilir bir hale gelir.

Bu yüzyıl Türkiye’nin yüzyılı olacak. Şimdi bir çağ değişimi içerisindeyiz. Batı güç kaybediyor. Işık doğudan yükseliyor. Asya’nın gücü artıyor. Türkiye’nin yükselişi tarihsel bir yükseliştir. Batılıların da bunu engelleyecek zamanı kaçırdıklarına inanıyorum.

Türkiye’nin gençleri Türkiye’nin gücüne inanmalı. Yaklaşık 250 milyar dolar ihracat yapan bir ülkeyiz. Bunu daha da yukarı çıkarmamız lazım. Türkiye’nin insan gücü patlama yapmıştır. Türkiye artık teknoloji diliyle konuşan bir topluma sahiptir. Türkiye bundan yükseliyor.

"Asgari ücret için aralıkta yeniden oturacağız"

Asgari ücret için aralıkta yeniden oturacağız. Önümüzdeki baharda sendikalarla yeniden toplu sözleşme görüşmelerimiz var. Ben sendikalara hep şunu söylüyorum ‘Hangi görüşü savunursanız savunun, emekçilerin haklarını dile getirdiğiniz sürece ben size yakınım’ Onlar da bu konuda gerçekten sorun çözmeye yönelik yaklaşımlarla geldiler bunun için de onlara teşekkür ediyorum.

Türkiye kalkındıkça toplumun her kesimi sosyal devleti daha fazla yanında hissedecektir. Tüm tahribatları uygulayacağımız politikalarla aşacağız.

Ben her daim işçilerle beraberim. Türkiye Cumhuriyeti sermayenin devleti değildir. İşçiyi korumak bizim öncelikli görevimiz."

#Vedat Bilgin
#türkiye ekonomisi
1 yıl önce