|

Buhari Kıyamet Ahvali - Hesap Ve Kullar Arasında Hükmün Verilmesi Hadisleri

- Sahih-i Buhari
Kitaplar
Buhari
Konu Başlıkları
Kıyamet Ahvali - Hesap Ve Kullar Arasında Hükmün Verilmesi Hadisleri
5063-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kimin üzerinde kardeşine karşı ırz veya başka bir şey sebebiyle hak varsa, dinar ve dirhemin bulunmadığı [kıyamet (ve hesaplaşmanın olacağı)] gün gelmezden önce daha burada iken helalleşsin. Aksi takdirde o gün, salih bir ameli varsa, o zulmü nisbetinde kendinden alınır. 

Eğer hasenatı yoksa, arkadaşının günahından alınır, kendisine yüklenir."
Mezalim 10;
Rikak 48;
Kıyamet 2;
(2421);
5065-

Resulullah (sav) "Ahirette kimin hesabı münakaşa edilirse, azaba maruz kalacak demektir!" buyurmuşlardı. 

Ben: "Nasıl olur? Allah Teala hazretleri (mealen): "O vakit kimin kitabı sağ eline verilirse; kolay bir hesabla muhasebe edilecek ve ehline sevinçli olarak dönecek" (İnşikak 7-9) buyurmadı mı, (bu hesap münakaşası değil mi)?" dedim. "Hayır! buyurdular, bu (münakaşa değil) arzdır. Kıyamet günü hesaba çekilen herkes mutlaka helak olmuş demektir!"
İlm 35;
Tefsir;
İnşikak 1;
Rikak 49;
Cennet 80;
(2876);
Cenaiz 3;
(3093);
Kıyamet 6;
(2428);
5068-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kıyamet günü, insanlar arasında hükmedilecek ilk şey kandır. 

"
Diyat 1;
Rikak 48;
Kasame 28;
(1678);
Diyat 8;
(1396);
Tahrim 2;
(7;
83);
5072-

İbnu'l-Müseyyeb, Ata İbnu Zeyd el-Leysi, Ebu Hureyre (ra)'den naklen anlatıyor: "İnsanlar Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a: "Ey Allah'ın Resulü! Kıyamet günü Rabbimizi görecek miyiz? 

" diye sordular. O da: "Siz bulutsuz dolunay gecesinde ayı görmekten şüpheye düşer misiniz?" diye sordu. Onlar; "Hayır! Ey Allah'ın Resulü!" diye cevap verdiler. Aleyhissalatu vesselam: "Bulutsuz bir günde güneşi görmekten şüphe eder misiniz?" diye tekrar sordu. Ashab yine: "Hayır!" cevabım verdiler. Bunun üzerine: "Şunu bilin ki, siz Rabbinizi de böyle göreceksiniz. Kıyamet günü, insanlar haşrolunurlar. (Rab Teala): "Kim (Benden başka) bir şeye tapıyor idiyse ona tabi olsun!" buyurur. Onlardan bir kısmı güneşe, bir kısmı aya, bir kısmı da putlara tabi olurlar. Orada, münafıklarıyla birlikte bu ümmet kalır. Allah onlara [tanımadıkları bir surette] yaklaşır. "Ben sizin Rabbinizim!" buyurur. Oradakiler: "[Senden Allah'a sığınırız] Biz, Rabbimiz bize gelinceye kadar bu yerdeyiz! Rabbimiz gelince biz onu tanırız!" derler. Derken Rableri [onların tanıyacağı surette] gelir. "Ben Rabbinizim!" der. Onlarda: "Sen Rabbimizsin!" derler. Rab Teala onları (cennete) davet eder. Cehennemin üzerine sırat kurulur. Peygamberler arasında, ümmetiyle sırattan ilk geçen ben olurum. O gün peygamberler dışında kimse konuşmaz. Peygamberlerin o günkü kelamı da: "Allahümme sellim, Allahümme sellim (Ey Rahimiz selamet ver, ey Rabbimiz selamet ver!" olacak. Cehennemde, deve dikeninin dikenleri gibi kancalar var. Deve dikeninin dikenlerini gördünüz mü?" diye sordu. Ashab: "Evet!" deyince Aleyhissalatu vesselam devam etti: "İşte o kancalar, tıpkı deve dikeninin dikenleri gibidir. Ancak, onların büyüklüğü ne kadardır, Allah'tan başka kimse bilmez, insanları (kötü) amelleri sebebiyle kapar. İnsanların bir kısmı (kötü) ameli sebebiyle helak olur. Bir kısmı da ateşin içine yıkılır, sonra kurtulur. Allah, ateş ehlinden kurtarmak istediklerine rahmet etmeyi irade edince, ateş ehlinden Allah'a ibadet etmiş olanları, ateşten çıkarmaları için meleklere emreder. Melekler bu kimseleri, secde izleriyle tanırlar. Çünkü Allah Teala hazretleri secde mahallinin yakılmasını ateşe haram etmiştir. Onlar böylece ateşten çıkarlar. Hepsi de ateşten kavrulmuş vaziyettedir. Üzerlerine hayat suyu dökülür. Selin getirdiği milli topraktan habbelerin (filiz açıp) bitmesigibi, suyun değdiği yerler yeniden bitecek. Rab Teala, sonra, kullar arasındaki hükmünü tamamlayacak. Derken cennetle cehennem arasında bir kul kalacak. Bu, cennete girmede cehennemliklerin sonuncusudur. Yüzü cehenneme doğru ilerlerken: "Ey Rabbim! Yüzümü ateş tarafından çevir! Kokusu beni perişan etti, alevi de beni kavurdu" diye yalvaracak. Allah Teala'ya, kendisine dua etmesini dilediği kadar duada bulunacak. Sonra Allah Teala hazretleri: "Ben bu istediğini versem, bundan başkasını da ister misin?" diye soracak. Adam: "izzet ve celaline yemin olsun hayır! Bundan başkasını istemem!" diyecek ve istemeyeceği hususunda Allah'a ahd u misakta bulunacak. (Allah), bunun üzerine yüzünü ateşten çevirecek. Adam yüzüyle cennete yönelince ve onun güzelliğini görünce, Allah'ın dilediği bir müddet susacak. Sonra (dayanamayıp): "Ey Rabbim! Beni cennetin kapısıa yaklaştır!" diyecek. Allah Teala hazretleri: "Sen bana istemiş olduğundan başka bir talepte bulunmayacağına dair ahd u misakta bulunmadın mı? Ey ademoğlu yazık sana! Sen ne dönekmişsin!" diyecek. Adam: "Ey Rabbim! Mahlukatın en bedbahtı ben olmayayım!" diyecek. Rab Teala: "Sana bu istediğin verilse, acaba başka bir şey istemeyecek misin?" der. Adam: "Hayır! İzzetine ve celaline yemin olsun hayır! Başka bir şey istemeyeceğim!" diyecek. Rabbi de onu mazur addedecek. Çünkü o, sabredilemeyecek bir şeyler görmüştür. Adam, Rabbine, istediği ahd u misakta bulunur. (Rabbi de) onu cennetin kapısın yaklaştırır. Kapıya yaklaşıp onun güzelliğini ve içindeki taravet ve süruru görünce, Allah'ın dilediği kadar sesini keser. (Fakat daha fazla dayanamayıp atılır): "Ey Rabbim! Beni cennete koy!" der. Rab Teala: "Ey ademoğlu yazık sana! Sen ne dönekmişsin! Sana verilenlerin dışında bir şey istemeyeceğine dair bana ahd u misak vermedin mi?" diyecek. Adam: "Ey Rabbim! Beni mahlukatın en bedbahtı yapma!" diyecek. Allah onun bu haline gülecek. Sonra ona cennete girmesi için izin verecek ve: "Dile (ne dilersen!)" diyecek. Adam dileyecek. Öyle ki, hiçbir arzusu kalmayacak. Allah yine de: "Şunları şunları da iste!" deyip, istemesi gereken şeyleri zikredecek. Böylece istenecek şeyler bilince Allah Teala hazretleri: "Bütün bunlar, bir misliyle sana verilmiştir!" buyuracak." Ebu Said der ki: "Resulullah (sav)'ın: "Bütün bunlar, on misliyle birlikte sana verilmiştir!" dediğini işittim."
Rikak 52;
Ezan 129;
Tevhid 24;
İman 299;
(182);
Cennet 20;
(2560);
5074-

Bir adam bana: "(Kıyamet günü Allah'ın kişiye hususi) hitabı hakkında ne işittin?" diye sordu. 

Şu cevabı verdim: "Resulullah (sav)'ın: "Mü'min Rabbine yaklaştırılır. Öyle ki, (Allah onun) üzerine himayesini indirir ve günahlarını itiraf ettirir. Ona sorar: "Şu şu günahlarını biliyor musun?" Mü'min kul, iki kere: "Evet ey Rabbim, biliyorum!" der. Rab Teala da: "Dünyada iken bunları örterek seni teşhir etmemiştim. Bugün de onları senden affediyorum!" buyurur. Sonra ona hasenat defteri verilir. Amma, kafirlere ve münafıklara gelince, bunlarla ilgili olarak, bütün mahlukatın huzurunda: "Bunlar Allah namına yalan söylemişler (böylece büyük bir zulümde bulunmuşlardır). Haberiniz olsun! Allah'ın laneti zalimleredir" diye nida olunur" dediğini işittim."
Mezalim 2;
Tefsir;
Hud 4;
Edeb 60;
Tevhid 36;
Tevbe 52;
(2768);
5078-

"Ey Allah'ın Resulü" dendi, "biz cahiliye devrinde yaptıklarımızdan hesaba çekilecek miyiz?" Şu cevabı verdiler: "Müslüman olduktan sonra iyi olana, cahiliye devrinde yaptıklarından sorulmayacaktır. Kötü amel işleyene, hem İslam'daki ameli hem de önceki ameli sebebiyle hesap sorulacaktır."

İstitabe 1;
İman 189;
(120);