Muhafazakârlığı tanımlamak Batı'daki literatüre de baktığımızda hayli güçtür. Farklı kollarının olduğu görülmektedir. Ancak basitçe bir tanım yapacak olursak; muhafazakârlar, bilinçli gelenekçilerdir.
Bilinçli gelenekçi muhafazakârlar, geçmişe eski gözüyle bakmazlar ve bu birikime ciddi kıymet verirler. Muhafazakârlığa bilinçli gelenekçi denilmesinin temel sebebi de budur.
Tamamen değişim karşıtı değildirler. Reforme ederek değişimi benimserler. Geleneğe kıymet verirler.
AK Parti statükonun vesayetini geriletmesiyle, çevrenin merkeze taşınmasını farklı kanallarla sağlamasıyla değişim taraftarı oldu. Bunun temelinde de statükoyu geriletmesi yer alır. AK Parti muhafazakâr bir siyasal partidir.
AK Parti, Demokrat Parti''den bugüne devam bir geleneğin devamcısıdır. Ancak geçmiş sağ partilerden ayrıldığı en önemli nokta dış politikadır. Önceki siyasi yapıların bu tavrı takınamamasının sebebi de vesayetle daha fazla boğuşmaları olmuştur.
İslam''ın bir altın çağını yeniden inşa etmeyi düşündüğünüz bir ütopyanız varsa, İslamcılık sınırın içine girmiş olursunuz. AK Parti, böyle bir ütopyanın peşinden gitmeyip geleneğin tekrar restore edilmesi görüşünü tercih etti. Geleneğin ihyası peşinde olunduğu için siyasal çizgisi muhafazakârlıktır.
Hayır, Türkiye toplumsal olarak muhafazakârlaşmıyor. Türk toplumu zaten muhafazakâr bir toplumdu. AK Parti ile birlikte muhafazakâr fertler kendilerini geçmişte mümkün olmayan bir şekilde rahat ifade eder buldular. Bunun en basit göstergesi, eğitim ve çalışma alanındaki başörtüsü yasağının ortadan kalkmasıdır.
Mustafa Kemal vefat ettikten sonra merkezin elitleri Kemalizm'i donuk hale getirerek bir ideoloji kalıbına döktüler. Bunu sorgulayanları da gerici olarak nitelendirerek merkeze doğru ilerlemelerini, devletin üst kademelerinde kariyer yapmaları engellediler.
Yerlilik diyebiliriz. Çünkü kendi öz kaynaklarına dönüş, yerliliktir.
Bu kadar çok gürültü çıkmasının temel sebeplerinden birisi, statüko dönemindeki üstün rollerini kaybeden kitlelerin seslerini yükseltmesi. Çevre merkeze taşındığı oranda merkezdeki hâkimiyetlerini yitiren kesimler bu durumdan ciddi olarak rahatsızlık duyar. Bunu itiraf edemeseler bile eski Türkiye''de kayırılan bir kitle bu imtiyazı yaşamadıkları için ciddi rahatsızlık duyup seslerini bu yüzden yükseltiyorlar.
Yüzde 52 oy almak bir siyasi parti için çok büyük bir başarıdır. Dışarıdan bakıldığında cumhurbaşkanlığı sembolik yetkilerle donatılmış gibi görülebilir. Ancak cumhurbaşkanının ülkenin genel siyasi havasını değiştirebilecek yetkileri var. Toplumu heyecanlandıran esas unsur, Tayyip Erdoğan''ın topluma verdiği mesajdır. Türkiye''nin artık teorik olarak olmasa da pratik olarak yarı başkanlık sistemine geçtiği, Cumhurbaşkanımız'ın da ifadesiyle terleyen bir cumhurbaşkanının olacağı verilen mesajlar arasındadır. Gerek iç gerekse dış politikada kendisinden bir isimin daha aktif olarak göreceğini bilmek Türk toplumunu heyecanlandırmıştır.
Muhafazakârlar cemaatleri ve dini yapıları severler. Ancak muhafazakâr camia için devlet daha önemli bir temadır. Kırılma noktası burasıdır. Devlet-i ebed müddet anlayışı Türk muhafazakârlığının temel kodlarından birisidir. ''Devlet, hem toplumu hem de dini koruyacak yapı olması hasebiyle ebediyen yaşayacaktı'' anlayışı vardır. Bu tercihin ve yaklaşımın arkasında da dini-muhafazakâr bir kod bulunmaktadır. .
Osmanlı döneminde o dönemin cemaatleri diyebileceğimiz tarikatlara ve dini oluşumlara çok geniş imkânlar tanınırdı. Bunun tek sınırı ise devlet olmuştur.