
Özellikle büyük şehirlerde trafik, iş, sınav, para, çocuklar, eğitim gibi konularda stres yaşayanlar zaman zaman kaygı bozukluğu problemiyle yüzleşebiliyor.
Diğer ismi anksiyete olan kaygı bozukluğu son günlerde arama motorlarında sık sık aratılıyor.
PEKİ ANKSİYETE NEDİR?
Psikolojide anksiyete olarak bilinen kaygı, tehlikeli durumlarda, “vücuda meydan okumaya hazır olması gerektiğini haber veren” sinyaldir. Doğal ve gerekli olan kaygı hissedilmeye başlandığında nefes alış verişi ve kalp atışı hızlanarak kaslara daha fazla oksijen gitmesi sağlanmaktadır. Böylece vücut, tehlikeli durumlara kendini hazırlamış olmaktadır. Tehlikeli durumların farkına varmak gerektiğinde kişi bu dürtüyle tetikte beklemektedir. Doğal anksiyete olarak adlandırılan bu dürtü sayesinde, trafikte yaşanacak herhangi bir tehlikeli durumda direksiyona ani müdahale etme, sınavda daha iyi performans sergileme gibi durumlara yardımcı olmaktadır. Aslında kaygılanmak, günlük hayatta sorunlarla baş edebilmek ve hayati durumlarla karşılaşıldığında hızlı karar verebilmek için gereklidir.

ANKSİYETE BELİRTİLERİ NELERDİR?
Özgüvensiz ve değersiz olduğunu düşünmek
Başkaları ile konuşmanın zor olduğuna inanmak
Toplum içinde konuşmaktan ve yemek yemekten çekinmek
Gergin, kaygılı, sıkıntılı ve tanımlanamayacak şekilde tuhaf hissetmek
İnsanların sözleri ile zihnini meşgul etmek
Çevreden kopmak, kaçmak istemek
Kas ağrısı çekmek
Hızlı nefes alıp vermek
Çabuk gerilmek
Titremeye, sallanmaya başlamak
Umutsuz hissetmek
Devamlı ağlamak istemek
Konsantre olamamak
Çabuk yorulmak
Uykusuzluk çekmek
Hatırlamakta zorlanmak
Üzüntülü durumlara yoğunlaşmak
ANKSİYETE TEDAVİ EDİLEBİLİR Mİ?
Anksiyete bozukluğu, psikolojik rahatsızlıklar arasında yer almaktadır. Toplumun %18'ini etkisi altına alan bu problem daha çok arttığında hastalık seviyesine gelebilmektedir. Son derece yorucu olan ve hayat kalitesini düşüren anksiyete bozukluğunun tedavisi mümkündür.
İlaç tedavisi: Çeşitli depresyon ilaçları (anti depresanlar), anksiyete tedavisi için anksiyete semptomlarının giderilmesi için kullanılmaktadır.
Psikolojik terapi: Bilişsel davranışçı terapi ve konuşma terapisiyle, olumsuz düşüncelerin yerine olumlu düşünceleri koymayı öğrenmek mümkündür. Bilişsel davranışçı terapi, kişilerde anksiyeteye sebep olan düşüncelerin köküne inmeyi ve sorunun çözümü için farklı davranış alışkanlıkları edindirmeyi sağlamaktadır.
Anksiyete tedavisi için bu yöntemlerden biri ya da ikisi bir arada da kullanılabilmektedir. Kişiye hangi tedavinin uygun olduğunu anlamak için doktor ve danışan birlikte karar vermektedir. Herkes için aynı anksiyete tedavisi uygun olmayabilir.