
İletişim Başkanlığınca Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hakkaniyet ve iş birliği vizyonu ile bunun uluslararası sisteme etkilerinin ele alındığı “Uluslararası Doğu Akdeniz Konferansı” düzenlendi.
Video konferansın açılış konuşmasını yapan İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Doğu Akdeniz’deki sorunların çözümü için diyalog vurgusu yaptı. “Doğu Akdeniz’de bulunacak çözüm iki ülkeyi kucaklayacak şekilde olmalı” ifadelerini kullanan Altun, “Bazı eski sömürgeci güçler, bu bölgeyi ‘yeni imparatorluklarının doğum yeri’ olarak görüyor. Doğu Akdeniz, Türkiye için ise Mavi Vatanımızın bir parçasını teşkil ediyor” dedi.
BARIŞ HAVZASI OLMALI
Fahrettin Altun, Doğu Akdeniz meselesini ikili bir anlaşmazlığa indirgeme çabalarına rağmen bu sorunun sadece Türkiye ve Yunanistan arasında olmadığına dikkati çekerek, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararlılığı ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Almanya Şansölyesi Angela Merkel, AB Konseyi Başkanı Charles Michel’in yardımları ile diyalog ve diplomasiye bir şans verdik” diye konuştu.
GERİLİMİ AZALTMALIYIZ
Yunanistan ile istikşafi görüşmeleri başlatma fırsatının oluşmasından memnuniyet duyduklarını, zira diplomasinin her daim doğru yol olduğunu belirten Altun, “Atılan adım, doğru istikamette atılmıştır. Önümüzdeki dönemde D.Akdeniz’de gerilimi azaltmalı, adil ve kalıcı bir çözüm için oluşan ivmeyi birlikte korumalıyız. Bu ivmeyi artırmak için bir sonraki adımımız, Kıbrıs Türklerini içeren bir bölgesel konferans olmalıdır” dedi.
AB jeopolitik hesap yapmalı
- Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, konferanstaki konuşmasında, Türkiye'nin daima Doğu Akdeniz'de hakkaniyete dayalı bir anlayış ve diyalogdan yana olduğunu belirtti. AB ile Türkiye arasındaki iş birliğinin bölge için elzem olduğunun altını çizen Kıran, Türkiye ve Birliğin, bu iş birliğiyle güvenlik, istikrar ve bölgenin refahına katkıda bulunabileceğini kaydetti. Kıran, "AB, jeopolitik bir kar-zarar hesabı yapmalıdır. Brüksel'de önümüzdeki hafta yapılacak toplantıda (AB Lider Zirvesi'nde), pozitif diyaloğun yolunun açılmasını umuyoruz. Türkiye'nin pozisyonu oldukça açık. Türkiye, Akdeniz'e sınırı bulunan bütün ülkelerle deniz yetki alanı sınırlandırma anlaşmaları için hazırdır" dedi.
