Danıştay 10. Dairesi, düzenlemenin yürütmesinin durdurulması istemini oy çokluğuyla reddetti, Anayasaya aykırılık iddiası da oy çokluğuyla yerinde görülmedi.
Daire kararının gerekçesinde, Anayasanın 104'üncü maddesinin 17'inci fıkrasında, Cumhurbaşkanının, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabileceği aktarıldı.
Anayasada, milletlerarası antlaşmaların onaylanması ve yayımlanmasına ilişkin hususların düzenlendiği, milletlerarası antlaşmaların feshedilmesi veya bu antlaşmalardan çıkılması usulüne ilişkin herhangi bir hükmün ise yer almadığı ifade edildi.
Gerekçede, milletlerarası antlaşmaların sona erdirilmesinin, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile düzenlenmesinin hukuken mümkün olduğu vurgulanarak, dava konusu Cumhurbaşkanı Kararı'nın dayanağını teşkil eden 9 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 3. maddesinin 1. fıkrasında yer alan, "Bunların hükümlerinin uygulanmasını durdurma ve bunları sona erdirme" ibaresinin Anayasaya aykırılık iddiasının yerinde görülmediği kaydedildi.
Üç üyenin çoğunluk görüşüyle reddedildi
Milletlerarası antlaşmaların feshine ilişkin işlemlerin, kaynağını Anayasadan alan yürütme yetkisi ve görevi kapsamında Cumhurbaşkanı tarafından yapılacağı belirtilen gerekçede, şunlar kaydedildi:
Dairenin üç üyesinin çoğunluk görüşüne, iki üye katılmayarak karşı oy yazdı.
Ne olmuştu?
20 Mart tarihinde, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden ayrıldığına dair Cumhurbaşkanlığı Kararı, Resmi Gazete'de yayımlanmıştı.
Türkiye sözleşmeden neden çekildi?
Türkiye'nin, ‘İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesinin temel sebepleri yedi başlık altında sıralanıyor:
1- İstanbul Sözleşmesi, LGBT ideolojisi savunuculuğuna indirgendi. LGBT’nin bazı kesimler tarafından meşru evrensel hukuk normu şeklinde dayatılmasının önüne geçilecek.
2- Milli ve manevi değerler ile Türk aile yapısında LGBT propagandasının oluşturduğu rahatsızlık giderilecek.
3- LGBT ideolojisi üzerinden inşa edilmek istenilen diplomatik ve siyasi baskı engellenecek.
4- Kadın hakları meselesi LGBT odaklı tartışmaların tahakkümünden kurtarılacak.
5- Sözleşmenin toplum değerleri ile bağdaşmayan kısımlarının, Türkiye’nin kadına şiddet ile mücadelesine ve kadın hakları konusundaki adımlarına gölge düşürmesinin önüne geçilecek.
6- LGBT’yi işaret eden ifadeler sebebiyle rahatsızlık duyan kesimlerin kadına yönelik şiddete karşı desteğinin konsolide edilmesi sağlanacak.
7- Kadına şiddet ile mücadelede iç hukuka dayalı uygulamaların iyileşmesine odaklanmak için gerekli zihinsel paradigma değişikliğine engel olan ‘cinsel yönelim’ unsuru ortadan kalkacak.