|
28 Şubat’ın bilinmeyenleri

Devlet ve milletimize büyük travmalar yaşatan, ekonomik olarak Türkiye’ye diz çöktüren küresel faiz lobisinin en büyük finansal saldırısını yaşadığımız yakın tarihimizin en önemli darbe davası muhtemelen 13 Nisan’da veya bir celse sonrasında karara bağlanacak. Davanın savcısı Mehmet Hanifi Yıldırım, esas hakkındaki görüşünde, dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ve dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir’in de aralarında bulunduğu 60 üst düzey askerin suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanıkların lehine olan Türk Ceza Kanunu’nun 147. maddesi uyarınca “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebren düşürmeye, devirmeye iştirak” suçlarından “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezasına çarptırılmalarını isterken, 39 sanık hakkında beraat talebinde bulunmuştu.



28 Şubat darbesi asker sanıklarının yalnızca BÇG üzerinden yargılanmaları PKK, FETÖ ilişkileri ve Refah-Yol’u yıkmak için DYP milletvekillerinin rüşvet, tehdit ve şantaj dahil her yolun denenerek partilerinden istifa ettirilmelerine yönelik soruşturmalar açık ve kasıtlı ihmal sonucu yapılmamıştı. Dönemin Başbakanı Rahmetli Erbakan “28 Şubat’ta Refah-yol hükümetini düşürmek için DYP’li milletvekillerine baskı yapıldığına, hatta bazılarına para teklif edildiğine, tehdit dahil her yolun denendiğine inandığını belirtmişti. Bu tehdidin Çevik Bir tarafından yaptırıldığının söylendiğini açıklayan Erbakan; milletvekillerinin ya istifa edin ya da Yassıada’ya gidersiniz şeklinde tehdit edildiklerini açıklamıştı. Bu nedenlerle köşe yazımın başlığını “28 Şubat’ın bilinmeyenleri” olarak koymaktaki amacım FETÖ savcısı Mustafa Bilgili’nin; “28 Şubat’çılarla PKK ve FETÖ işbirliğini ortaya çıkarabilecek önemli olayları neden ‘örterek’ iddianameye dahil etmediğinin arka planını kamuoyunun dikkatine sunmak” olarak özetleyebiliriz.

28 Şubat darbesinin üst düzey asker sanıkları Genelkurmay Başkanı Karadayı ve Çevik Bir başta olmak üzere neredeyse tüm sanıkların tek derdi kendilerini kurtaracak yalan ve inkar beyanlara sarılmak olduğu açık bir şekilde 100’ün üzerinde yapılan duruşmalarda görüldü. 28 Şubat Türkiye’ye 381 milyar dolara mal olmuş umurlarında değil, Türkiye cambaza bak stratejisiyle soyulurken soygundan irticai tehdid çıkarıp soygunlara ortak olan üst askerler kim? Türkiye’yi soyan banka yönetim kurullarında görev alan siviller mali yönden ve soygunlardan hesap verirken banka yönetim kurullarında görev alan asker sanıklar hakkında neden yasal işlem yapılmadı? TSK’nın temelini oluşturan hiyerarşi ve disiplin bizzat Genelkurmay 2’nci başkanı Çevik Bir tarafından Genelkurmay Başkanı Karadayı’nın yakasına yapışmak suretiyle yok edilmiş ne gam. (Vatan Gazetesi 8 Eylül 2003 tarihli manşeti Bilal Çetin yazı dizisi). Çevik Bir seçilmiş iktidarın bilgisi dışında PKK’nın sözde üst düzey yetkilileriyle neyi niçin görüşüyor? Siyasi iktidarın neden haberi yok? İrtica PKK’dan tehlikeli söylemi ve MGSB ve MASK’ta irticai tehdit üst sıralara çıkarılırken PKK tehdit olarak neden aşağı sıralara indirildi? Darbeciler eliyle Türkiye kamplara mı bölünmek istendi? Batılı ve küresel güçler Ortadoğu’da yeni güç dengeleri ve ittifaklar kurarken Türkiye’de darbeciler ülkemizi içe kapatarak, gerekirse silah kullanırız, açıklamaları ile neden Türk milletini hedef aldılar?

TSK İÇERİSİNDEN ÇEVİK BİR’E BAĞLI BİR EKİP PKK İLE NEDEN GÖRÜŞTÜ?

Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı, darbe sürecinde, TSK içerisinde Çevik Bir’e bağlı bir grubun PKK ile görüştüğünü tespit etmişti. Bu ekibin, PKK terör örgütünün bazı üst düzey mensuplarıyla görüştüklerini ve bu durumdan da mevcut siyasi iktidar Refah-Yol’un haberinin olmadığı anlaşılmıştı. Anayasal bir şekilde halkın oylarıyla seçimle iş başına gelmiş siyasi iktidar bizzat Genelkurmay 2’nci Başkanı Çevik Bir tarafından yok sayılarak terör örgütü ile yapılan görüşmeler iktidardan gizlenerek yapılıyordu. Bu durum siyasi iktidardan gizlendiği için açık bir şekilde vatana ihanet suçunu oluşturuyor. Görüşmeler Abdullah Öcalan ile Bursa Cezaevi’nde tutuklu olan sözde PKK cezaevleri sorumlusu Sabri Ok arasında geçiyordu. Sabri Ok, Öcalan’a Çevik Bir’den bahsediyor ve diyor ki: “Geldiler, konuştular. Askerler şu anda çözüme sivil iktidardan daha yakın.” Güneyde özerk bir Kürdistan devletinin kurulması, Türkiye için geçici köy koruculuğunun kaldırılması gibi o süreç içerisinde çok ciddi anlamda suç olabilecek birtakım görüşmeler darbe hukuku içinde yapılabiliyordu.

ÇEVİK BİR İMRALI’DA ÖCALAN’IN HANGİ İFADELERİNİ DEĞİŞTİRMEK İÇİN GÖRÜŞTÜ?

Çevik Bir’in PKK lideri Öcalan’ı Türkiye’ye getirilmesinden sonra İmralı Adası’nda ziyaret etmesi dikkat çekici bir gelişmeydi. Ziyaret tarihi Öcalan’ın idam cezası almasından tam bir ay sonrasına denk getirilmişti. Ancak bu Çevik Bir’in ilk ziyareti değildi: Çevik Bir, Öcalan’ın ifadesinin alındığı sırada da İmralı’yı ziyaret etmişti. Ve güçlü iddialara göre, Öcalan’ın ifadeleri bu ziyaret sonrasında son şeklini almıştı...

1996-1997 yılları arasında, MİT’in Öcalan’a yönelik başarısız suikast girişiminin dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir tarafından deşifre edilmesine yönelik Öcalan’dan alınan ifadeler ile siyasi iktidarın izni ve haberi olmadan PKK üst düzey yöneticileri ile yapılan görüşmelere yönelik Öcalan’dan alınan ifadelere müdahale edildiği anlaşılıyor.

Sizi gidi PKK sevicileri sizi!!!

#28 Şubat
#TSK
#Çevik Bir
6 yıl önce
28 Şubat’ın bilinmeyenleri
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’