|

Fransa’ya neden sustunuz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin uluslararası medyada çifte standartlara maruz kaldığını söyledi. Gezi’de sokakları yakanların barışçıl göstericiler olarak gösterildiğine dikkat çeken Erdoğan, “Aynı olaylar Avrupa’da yaşanınca üç maymunu oynadılar. Paris’in göbeğinde haftalarca süren sarı yeleklileri görmezden geldiler” dedi.

00:00 - 2/12/2020 Çarşamba
Güncelleme: 07:39 - 2/12/2020 Çarşamba
Yeni Şafak
Cumhurbaşkanı Erdoğan
Cumhurbaşkanı Erdoğan
TRT World Forum’a video mesajla katılan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Salgın Sonrası Dünya’da Uluslararası Düzen ve Değişen Dinamikler” temasıyla
uluslararası medyaya yönelik sert eleştirilerde bulundu:
Günümüz dünyasında yapılan çalışmaların uluslararası kamuoyuna ulaştırılmasının öneminin giderek arttı. Türkiye olarak bu konuda, maalesef uzun yıllardır çok sıkıntı çektik.
Türkiye’nin uluslararası alandaki başarıları, ülke içindeki büyük değişim, dış dünyada hakkaniyetli bir şekilde yer almıyor. Hatta çoğu durumda, başarılarımız yok sayılarak ya da çarpıtılarak olduğundan farklı bir şekilde aktarılıyor.

ADETA ÜÇ MAYMUNU OYNADILAR

Özellikle 2013 senesinden itibaren Gezi olaylarıyla başlayan süreçte çok ciddi haksızlıklara, çifte standartlara maruz kaldık.
Sokakları yakıp yıkanlar, 24 saat canlı yayın yapan uluslararası medya kuruluşları tarafından barışçıl göstericiler olarak lanse edildi. Suriye’de yüzbinlerce sivilin kanını döken bölücü terör örgütü mensupları batılı sözde prestijli dergilerin kapağını süsledi.
Ama aynı olaylar daha sonra Avrupa’nın farklı ülkelerinde yaşanınca, bize basın özgürlüğü dersi verenler, üç maymunu oynadılar.

SARI YELEKLİLERİ GÖRMEDİLER

  • Paris’in göbeğinde
    görmezden geldiler.
    Fransız polisinin göstericileri kör eden orantısız müdahalelerinden hiç bahsetmediler. Fransız devlet organlarının medyaya yönelik ablukası karşısında eleştirel tek cümle kurmadılar.
    Benzer bir çifte standardın İsrail güvenlik güçlerinin Filistinlilere yönelik devlet terörünü andıran uygulamalarında da tekerrür ettiğini görüyoruz.

BİZİ ASIL ÜZEN KUTSALLARA SALDIRI

Hemen her gün şahsımı hedef alan iğrenç manşetleri ise söyleme gereği dahi duymuyorum.
Bu tarafgirliğe artık aşinalık kazanmış birisi olarak bizi asıl üzen, rencide eden kutsallara yönelik saldırılardır. Medya organlarının İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığına bayraktarlık yapması, gerçekten utanç vericidir.
Basın özgürlüğü kılıfı altında sergilenen çirkeflikler, farklı din ve kültüre mensup insanların bir arada yaşama iradesini zehirlemektedir. Şayet bu nobran tavra bir ‘dur’ denilmezse, bunun acısını Avrupa ile tüm insanlık çekecektir.

Kimse hukukun üstünde değildir

  • Sosyal medyada artan mağduriyetlere işaret eden Erdoğan, “Türkiye olarak bir süredir bu konuda yaşanan haksızlıkları dile getiriyor, kimsenin, hiçbir şirketin hukukun üstünde olmadığını vurguluyoruz.
    Geçen aylarda yürürlüğe giren kanuni bir düzenlemeyle sosyal medya şirketlerine ülkemizde temsilci bulundurma zorunluluğu getirdik. Bunu yaparken de uluslararası hukukun bize tanıdığı yetki çerçevesinde, özgürlük-güvenlik dengesini gözeterek hareket ettik. Vatandaşlarımızı, bilhassa da yetişkinlere nazaran daha hassas durumda olan çocuklarımızı korumayı amaçlıyoruz. Temennimiz, kendilerini hukukun dışında gören bu kurumların, ülkemizin iyi niyetli çabalarına gönüllü bir şekilde destek vermesidir.
    Aksi takdirde Türkiye, her şart altında vatandaşının hukukunu korumayı sürdürecektir” dedi.

Denetimsiz bir dijitalleşme bizi fazişme götürür

  • Koronavirüs salgınının hayatın her alanında derin izler bıraktığına dikkat çeken Erdoğan, salgınla beraber birçok alanda köklü değişiklikler yapmak zorunda kalındığını söyledi. Ticaretin yanı sıra basında da dijitalleşmenin yaygınlık kazandığını vurgulayan Erdoğan, “Hiçbir denetimin olmadığı, keyfiliklere açık, hukukun dışında bir alan olarak algılandığında dijitalleşmenin bizi götüreceği yer, faşizmdir.
    Bunun için dijitalleşme, özgürlüğün alanını genişletirken yeni adaletsizliklere, yeni haksızlıklara, yeni ötekileştirmelere yol açmamalıdır. ‘Sınırsız özgürlük’ başlığı altında tamamen denetimsiz bir alan oluşturularak, yeni mağduriyetlerin oluşmasına sebebiyet veriliyor. Mağdurlar, çoğu kez şikayetlerini ulaştırabilecekleri ne bir muhatap ne de haklarını arayabilecekleri hukuki bir mecra bulabiliyor.
    Kötülük yapanın, suç işleyenin yanına kar kaldığı bir düzenin adı özgürlük olamaz” dedi.


#Fransa
#Cumhurbaşkanı Erdoğan
#Macron
#Şiddet
3 yıl önce