Amerika'nın bölgedeki 'çekilme' çıkışları ilk değil. Bu senaryo 27 yıldır gündemde. 1990 yılında Irak'ın Kuveyt'i işgaline yeşil ışık yakıp 17 Ocak 1991'de Kuveyt'in işgal edildiği gerekçesiyle Irak'a saldıran ABD, Basra Körfezi'nde güvenliği sağlama gerekçesiyle askeri yığınak yaptı ve çok kısa sürede bölgede askerlerinin sayısını 500 bine çıkardı. 90'lar boyunca Irak'ta 'yeniden inşa' ve 'yerel yönetimler' kılıfı altında parçalama projesi yürüten Washington, bölgeden çıkma mesajlarını arada bir verse de Irak'tan ayağını tamamen çekmedi. 2003 yılında Irak bir kez daha işgal edildi. Saddat devrildi, ülke altüst oldu. ABD'nin işgale gerekçe olarak sunduğu 'kimyasal silahlar' hiçbir zaman bulunamadı. Koltuğu Bush’lardan devir alan Barack Obama yönetimi 'çekilme politikasını' da miras edindi. Obama, 2011'de asker çekme kararı aldı, bazı askerler ülkeye döndü ancak bu da uzun sürmedi. Amerika bu kez DEAŞ terör örgütünü sahaya sürerek bölgeye yeniden geldi. Üstelik bu kez sadece Irak'a değil, aynı zamanda Suriye'ye.
BU KAÇINCI SÖZ?
- Irak'ta başlattığı parçalama projesini Suriye'de de hayata geçiren ABD, Suriye'nin kuzeyi boyunca ve başta Rakka olmak üzere zengin enerji kaynaklarına sahip bölgelerde PKK kontrolünde terör cepheleri kurdu. Trump yönetimi DEAŞ'ı Obama'nın yarattığını söylediği seçim kampanyasında Suriye'den çıkma sözünü vermişti. Ama başkan seçilince bu sözü tutamadı. Aralıklarla Suriye'den çıkacağını söylese de çıkmak bir yana bölgeye daha da yerleşti. Trump'ın bir kez daha 'çıkıyoruz' dediği son sözleri bu yüzden inandırıcı bulunmuyor. 27 yıldır çekilme senaryoları yazan ABD'nin yeni bir senaryo yazdığı ve bu senaryonun arkasında da yeni yıkım planları olduğu dillendiriliyor.
